Zaman gitme zamanı

 

 sen nesin ki böylesine kutsal

 nasıl yakalanabilirsin mutluluk

 nerdesin

 yaralanınca yürekler

 acıyınca eller

 

 çok oldu üstümüzü saralı

 yüksek tepelerden

 kan rengi gölgeler

 

 sahi...!

 sen neden zamansız gittin

 

 duyuramadık yüreğimizdeki yangını

 her gece yalnızlık uğrak yerimizdi

 yandık söndük,

 bir daha,

 bir daha

 adımların kulaçladığı küllerimizdi

 

 ne çok sırlarımız vardı yuttuk

 bir mağrur suskunluğun kıyısına

 yağınca sapsarı yağmurlar

 mil çekti gözlerine sevdalar

 karıştık gökyüzünün uğultusuna

 vuslatı unuttuk

 

 huzurdu aradığımız

 bir kuşluk vakti medcezirlerde

 hasreti nasır tuttu yüreklerimizin

 ellerimizde zincir

 ayaklarımızda pranga daldık uykuya

 ömrün yaralı yatağında

 gidiyoruz işte

 

 nedensiz hayatımızın yok karşılığı

 ne kaldı ki alacak

 kapanınca kapılar

 orada bir yalnızlığın

 bir de sessizliğin çanları çalacak

 

 zaman mutluluğun ötelerinde

 sahte düşlerde

 sahte gülüşlerde

 zaman gitme...

 zaman kahretme zamanıdır

 umutlarda döndü mühürlü kapılardan

 bizden bir söz kaldı geriye

 elveda

 

Müsade Özdemir

Başlık: Zaman gitme zamanı

Yorum bulunamadı.
 

© 2010 Tüm hakları saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode