Bengisu

 

dilsizliği sözcük biriktiren

ürkek bir yürekti

yordu beni

 

kırdım dikenli tellerini içimin

acıya durak geceleri çarmığa gerdim

dünlere silip gözyaşlarımı

sana/varlığın anlamına/ geldim

 

özler gibi bir zeytin tanesini

yele verip debdebenin çetelesini

duruluğuna

şah damarındaki

taze gül kokusuna geldim

 

yağmurlardan sonra

güneş nasıl düşerse toprağa öyle

öyle içten

ana kucağı sıcaklığında gülümseyişin

baharı düşürdü kar gecelerime

temizledi yüreğimin pasını

 

değişmez/ gözbebeklerindeki ışıltı/ bilirim

senin adımların açık seçik iz bırakır

yüzüne yüz sürdüğüm

tüm açıklığıyla

atlas orada

 

şefkati eşiğinde yoğurur gibi

senin ellerin de hünerli

kat beni bengisuya

teyelle gövdemi

 

kanarken keman tellerinde hikayeleri

tükür sevi oyunlarının çirkinliğine

çıngırak seslerine

ve geyik muhabbetlerine tükür

 

boy versin kavgamızın maviliği

 

bilirsin bahar hep çiçek takar göğsüne

sen de tut saçlarımdan

daldır göğsüne

karanlık çökmeden çoğalt beni

 

ve son sözü yine sen söyle

son durak son istasyondur

kör olayım dönersem

 

Müsade Özdemir

Başlık: Bengisu

Yorum bulunamadı.
 

© 2010 Tüm hakları saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode